PATLAYAN KUYRUKLU YILDIZLAR | EKSPRESYONİST ÖYKÜLER KİTAP YORUMUM🌠

Yeni yılın ilk gününden herkese merhaba:) Ben de çoğunluk gibi artık yıllardan bir şey beklemeyi ve yılları kötülemeyi bıraktım:) Sadece tüm insanlık, tüm canlılar ve dünya için güzel geçmesini diliyorum.Gelelim konumuza; efendim yeni yılın ilk yazısı bir kitap yorumu olacak, ilginç bir kitap.Ekspresyonizmi ilk kez duyduğum ve öğrendiğim bir kitaptan bahsedeceğim sizlere.Kitap bir çok ekspresyonist yazarın bu türdeki kısa hikayelerinden oluşuyor.Ekspresyonizm tanımına ve kitabın içeriğine bakalım.

Ekspresyonizm, aslında edebiyattan önce diğer sanat dallarında oluşan bir akım.Edebiyata daha sonra geliyor.Yazarın duygularını, gelenekselliğin dışına çıkarak, gerçeğin biçimini bozma yöntemi ile eserlerinde kullanma biçimi.Her şeyin bilime hatta daha keşfedilmemiş bilim yöntemlerine dayandırılarak yazıldığı sıra dışı hikayeler var kitapta.Birçok farklı yazarın kısa ekspresyonist öyküleriyle karşılaşıyoruz.Kitap, adını da bu kısa hikayelerden birinden alıyor.Kitabı alıp bu akımı araştırdığımda oldukça ilgi çekici gelmişti.Kitabı okumaya başladığımda gerçekten şu zamana kadar okuduğum şeylerden çok farklı olduğunu keşfettim.Şöyle de tarif edebilirim aslında; Frankenstein hikayesinin daha detaylı, daha bilimsel, çok daha fazla duygu yoğunluğuna sahip hali gibi.Özellikle duygu yoğunluğunu fazlasıyla hissettiriyor öyküler.Ayrıca hayal gücünü oldukça zorluyor.Kitaptaki öyküler kısa kısa ama beyninizi çok fazla kullanmanız gerektiğinden kısa öyküler oldukça fazla şey aktarıyor okura.Kaba tabirle beyin yakan öyküler diyebiliriz sanırım bunlara:) Bilimsel felsefik bir fantazi yada bilimsel korku öyküleri de bu hikayeler için oldukça uygun bir tanım olabilir:) Çok farklı bir okuma deneyimi kattı bana.Bu tarza ilginiz varsa hoşunuza gidebilecek bir eser.

Kitaptan alıntılar;

-Ve yağmur suyunun içinde yeni bir madde olduğunu, gökyüzünde bir kuyrukluyıldızın patladığını, bunun mutlaka bir kuyrukluyıldız olduğunu söylüyorlar.Kuyrukluyıldız tozu bu madde.

-Damıtılmış bir ruh yakalanamazdı ki!

-Sevinçli bir çaresizlik içindeyim, çaresiz bir sevinç içinde.

-En çok da kendime karşı hoşgörülüyüm, kendime karşı müşfik davranıyorum, diplomatik nedenlerle kendimle barışığım.

-"Önemli olan, ruhun ve zihnin yapısıdır.Eğer ruh ve zihin asilse, bir bedeni, dış görünüşü kambur ve deforme bile olsa, güzel bulmak gerekir."